İlk görüşte aşkla başlıyor bu hikaye. Daha birbirlerini ilk görüp tanıştıkları akşam kadın biliyor; "bu adama kapılırsam sonum fena". Kiminde tesadüfler, kiminde tesadüfmüş gibilerle bir hafta içinde sık sık karşılaşıp biraraya geliyorlar.
Kadın yanılmıyor, tutulup gidiyor büyülenmiş bir halde. Ama yine de temkinli, frenliyor kendini insanüstü bir güçle adama belli etmemek için. Sorular var kafasında, çekinceler, önceki hayal kırıklıklarından hala uykudan önce çektiği sızılar... Adamın yaşça büyüklüğünü kendine engel koyuyor hesapta. Az bir sorup soruşturuyor çevresindeki insanlardan. İlk duyduğuyla çok duyduğu aynı hepsinden; "çok iyi ve sevilen bir adamdır camiada ama müthiş çapkındır, dikkat et". Araya mesafe koyuyor kadın, çekiyor kendini ortalıktan. Adam durmuyor kadının koyduğu setleri aşana dek. Görüşmeler başlıyor bu sefer randevulu, ama sakin, acelesiz... Kadın kendine anlatılan o kurt adamı göremiyor hiç, adamın herhangi bir hamlesinde kadının kurduğu bir cümle sus pus yapıyor; mücadele yok, üstüne atlama yok, hiçbir konuda taciz yok... Hayır, adam gerçekten kurt değil...
Böyle böyle kapılıp gidiyorlar birbirlerine ve bir gün setlerini kaldırıyor kadın, evet diyor budur benim sevgilim... Adamın çağırdığı bir organizasyona gidiyor bir akşam... İlk kez yakınlaşıyorlar o kadar. Birara kadın masadan kalktığında bir adam tutuyor kolunu "bak o adamı çok severim, ama seninde yerin başkadır. tek bir şey diyeceğim sana, o adamdan uzak dur". Kadın neye uğradığını anlamıyor. Bir koluna bakıyor bir adama. "kızım" diyor,"adam evli"... Bizim esmer ne yapacağını şaşırıyor, dönüyor masasına... Çoktan aşık olduğu adam yine yakınlaşma çabasında. Kadın hala inanmak istemiyor az önce duyduğuna. Yüzlerinin arasında bir karış kalmışken, ilk kez öpülmeden önce gözlerini adamın gözlerine dikip soruyor "ne olur bana evli olmadığını söyle". "değilim" diyor. "evli olmadığını söyle ama bu yalan olmasın"... "Evliyim"...
"O zaman benim yanımda ne işin var"la başlıyor kadın. Kaçacağını anlıyor adam. Çok kötü, sürmeyen bir evlilik vs... Evli bir adam ne anlatacaksa işte...
Sonrasında bir kaçma kovalama, ayrı durmaya çalışma süreci başlıyor. İnanırız inanmayız o ayrı da, aşkları galip geliyor. Adamın "kötü evliliği"nin yalan olmadığını anlıyor kadın. Evine bile uğramayan, telefonu çalmayan, kırk yıl düşünse evli olduğunu anlamayacağı bir adam. Bir başka adamla tatile çıkıp haftalarca dönmeyen karısı... Kafası karman çorman, kendi doğrularından fazlasıyla sapmış bir esmer...
Bu karman çormanlığın ortasında güzel bir aşk başlıyor ama. Onca huzursuzluğun içinde onlardaki huzur neydi bilmiyorum hala. Beraberlikleri iki bekar insanınkinden farksız...
Ama...
Nikah cüzdanına sahip olan kadın durumu farkediyor çok geçmeden. Gitsin kimle yatarsa yatsın diye umursamadığı kocası birden kıymetleniyor. Kocası eve gelmedikçe rahat edip kendi hayatınının keyfine bakan kadın adamı artık evde tutmak, "öteki"nden uzaklaştırmak için elinden geleni ardına koymuyor. İlk olarak o parasızlıkta lüks bir spor salonuna yazdırıyor adamı, kesmiyor hayatı boyunca hep kendi işini yapmış adama bir yerde bir iş buluyor ille para lazım diyerek. Bakıyor o da olmadı, kocası esmerden vazgeçmiyor, adamı işten attırıyor. Ne tesadüftür ki hemen ardından yurtdışından yeni bir iş buluyor. Adamın nerede ne yapıyor ve hatta kimle yatıyor olduğu umurunda değil, tek ki esmerden ayrılsın, tapusu kendinde kalsın.
of of...
YanıtlaSilyani diyecek başka bi şey bulamadım
ooff of..
nikah, yüzük, evlilik kavramlarını yerinden sarsan bi hikayeymiş