Sayfalar

15 Eylül 2011 Perşembe

BAŞLIK BULAMADIM BUNA..

Bir adam sevdim…


Başa sarıyorum; bir adama kör kütük, zil zurna, umutsuzca, umarsızca aşık oldum…

O adam hayatıma girdi ve ömrüme bedellendi (bilemiyorum, belki de yalnız bir operadaymışcasına tüm aşklarımı temize çektirdi)…

Nefesim oldu, en doğru ve yalın tanım bu olacak sanırım.

Ve ben inandım ki o adam da beni sevdi…

İnsan yaş –al/lan-dıkça bazı düşüncelerini değiştiriyordur belki de… belki de bir zamanlar sevgileri terazilerken insan, bir saatten sonra herkesin kendince duygularını kabullenmeyi öğreniyordur. Ama hayır; ben ümitsizlikten ya da öyle görmek istediğimden düşünmedim bunu hiç… Sevdiğim adamın beni hissettiğine inandım… Ve ne yalan söyleyim, öyle anlanması, bilinmesi kolay bir kadın da olamadım ne yazık ki. Ama yine de kendimi kandırmadan –biliyorum ki her ne kadar aşık olduğum adam da olsa- o bile bir yere kadar algılayabildi beni. Ve yine biliyorum ki, bu benim “şahane” bir kadın oluşumdan/olmayışımdan değil, erkek algısının bir yere kadar olduğundandır. Gerisi adam kısmı için teferruat, kadın kısmı için (olur da biri gerçekten anlarsa) ilahtır…

Ben bir adama aşık oldum… Çok zor bir aşktı ta en başından, ben bile bunu ilerledikçe öğrendim… Gizlenenler, sır tutulanlar, sonrasında benim sırrım olanlar, kendi tabularımı yıkanlar… Benim tabu saydıklarım, benim duvarlarımı yıkanlar… Direndiklerim… Ahh direndiklerim…

Bu yazıda yerleri yok –hayatımda bile parantez içi yer vermemişken-, yeri yok hiçbirinin…

Ben bir adam sevdim…

Ben bir adamı ömrümü verecek kadar değil, ömrümü sıfırlayacak kadar sevdim…

Ben bir adamı, onu tanıdıktan sonra tek nefes kaynağım olacak gibi sevdim… Yaşamasam anlamazdım, yaşamayan anlamadı… Ben bir adamı o olduğu için, onun yanında her şeyimle ben olduğum için sevdim… Ben o adamı; onca yaşayamayacaklarımızı umursamadan, yaşayacağımız minicik anlarla sevdim… Ben sadece bir adamı sevdim; bana verebileceği bir hayatta değil, benimle paylaşabileceği zamanlarında…

Ben o adamı, benimle “biz” olduğunda sevdim… Genele mal’olan “yanlış” larda, kimin doğru kimin hatalı olduğunun kayboluşlarında… Ben yargılardan uzaklaşıp; iki insanın birbirini olanca saflığıyla sevmesine tutuldum…

Kendime inat… Onlara inat… (aslında sadece anlayamayacak ya da kendi salak ölçülerinde ahlak ahkamları keserken onca yaşanan saçmalıklara inat)

Ben bir adam sevdim… Tüm yanlışlarımın beni götürdüğü, çoktan seçmeli bir sınav sorusunun yanlış kabul görünen doğru cevabı olsa da…

Asla doğru cevaba götürmeyen şaşırtmacalı şıkkı olsa da…

Şıklar içerisinde sadece cazibesiyle akıl çelen kalemi olsa da…

Ben bir adam sevdim… O benim 2,5 yıldır nefesim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder