Sayfalar

12 Eylül 2010 Pazar

BİTEN BİR AŞKIN PEŞİNDEN ANNENE SARILIP AĞLAMAK


ikinizde yaş-lan/al-dıkça zorlaşandır...

karşılıklı kıyamayışlardır artık birbirine, o senin canının yanmasına kanar, sen onu daha da üzmemek için içine kanarsın... numaralarda da ustalaşmışsındır nasılsa, birbirinden güzel maskelerin vardır, takarsın duruma göre nasılsa değiştire değiştire... sormasın istersin sadece, sussun, ancak o zaman özenle yaptığın makyajının gözlerinden akacağını bilirsin... sormasın, anlatacaklarını artık anlayamayacaktır nasılsa, daha da üzülmesin...

"insan ağlamayı bile özlermiş, sarıldığın annen olduğunda. ilk ayrılığımdaki ağlama krizini hatırlıyorum yalnızca şu anda; telefonu kapatmış ve durduramadığım bir ağlamaya başlamışım. gelmiş sarılmış, dinmemiş, yanagımı tokatlamış, tekrar sarılmış. o zaman gelmişim kendime, giderek yavaşlamış gözümden dökülenlerin hızı... biraz daha sakinleştiğimde oturmuşuz karşılıklı koltuklara, sigara paketini uzatmış 'hadi yak bir tane'. o zamanlar sigara içtiğimden şüpheleniyor ama bilmiyor daha, gözlerine bakmadan almışım, tüttürmüşüz karşılklı. 20 yaşımda falan olmalıyım o ara, o gece annem olmasa nasıl geçerdi hala bilmem...
yok, hiç kolay aşkım olmadı benim de -gerçi kim der öylesine sıradandı işte diye- zaman geçtikçe daha bir dolanıyor herşey sanki. karmaşıklaşıyor, anlatmak zorlaşıyor. aşkla büyümek, annenle arandakileri kopartıyor..."

2 yorum: