Sayfalar

2 Aralık 2010 Perşembe

BİRİLERİ HAYALLERİMİ ÇALMIŞ!

Geçenlerde bir arkadaşım sevgilisinden bahsediyor ağzından bal damlaya damlaya "inanamazsın" diyor, "kız hayal kuruyor. Ne olur karşı gelme dedi bana, hayal kurmak onu mutlu ediyormuş. Ben galiba bu kıza aşık oluyorum"... Başta 'ee ne var ki bunda' dedim içimden, adamı seviyor, illa ki düşler kuracak...

Adam evli, son dönemlerde boşanma kararında gerçi ama bunun şu andaki kızla bir ilgisi yok. Bahsi geçen hatun kişi de evli, 2 çocuk annesi. Onun planları içinde boşanma gibi bir durum söz konusu değil. Yani sonuç olarak aslında geleceklerini birlikte devam ettirmeleri gerçekten hayal...

Ve birden dank etti!.. Ben hayal kuramaz olmuşum. Düşündüm en son hayalim neydi? Neyi geceleri başımı yastığa koyduğum anda düşleyerek uyumak bana mutluluk verdi? Yok... Hatırlayamıyorum, neydi, ne zamandı hiç bilmiyorum...

Hep böyle değildi; hiç mantığıyla yaşayanlardan olamadım ki zaten. Kalbinle eş çalışıyorsa beynin hayalsiz yaşayamazsın ki-yaşayamazdım ki... Geceleri yatar yatmaz uyuyabilenlerden değilim ne yazık ki. En az 1 saat falan döner dururum yatakta kendimi bildim bileli. İşte o bir saat benimdi her zaman. Vakit geçtir, gece bütün sessizliğiyle senindir... Düşünürsün... Önce günün getirdikleri canlanır yeniden gözünde, az biraz hesaplaşma... Sonra giderek önündeki günlerin hayalini kurmaya başlarsın, minicik detayları canlandırırsın. Burnuna kahvenin kokusu bile gelir, perdelerin desenleri canlanır gözünde. Oturduğun kanepenin yumuşaklığını hissedersin... ve uyku sarar seni; böyle zamanlarda rüyaların da genelde kabus değildir zaten. Sabah uykunu almış uyanır, yeni güne hazırlanırsın...

Belki çok gençtim daha. Belki o kadar da incinmemiştim henüz, ya da kurduğum hayaller birileri tarafından unufak edilip sivri uçlarıyla saplanmamışlardı kalbime. Veya beni en çok mutlu edeceğini sandığım şeyin en kötü kabusumdan beter hale dönüşebileceğini yaşamamıştım. Ya da o filmdeki gibi insan büyüdükçe hayalleri küçülüyordu... Sonuçta hayal kuramaz oldum. İstersem kör kütük aşık olayım, o işin sonunun mutlu olmayacağını göre göre kalbimi dinleyip yaşasam da hala dibine kadar, hayal kuramıyorum. Geceleri yatağıma uzandığım zaman beynime kemirgenler üşüşmeye başladığından beri tek başıma uyku bana haram oldu. Bir film açıyorum en sabun köpüğünden, izlerken uyumaya değil, sızıp kalmaya çalışıyorum. Arada filmler uc uca ekleniyor, günün ilk ışıkları gözlerime batıp zorla uykuya mecbur ediyor. Rüyalar hep karman çorman, seneler oldu dinlenmiş uyanmaya hasretim... Her sabah 100 yaşın bitkinliğiyle başlıyorum yeni güne...

Her hayalim özümden bir şeyler çalmış, hayal kurma yeteneğim birilerine ölçüsüzce satılmış... Elimde kalmış minicik bir tutam, ya onu da kaptırırsam korkusundan artık sadece umut edebiliyorum...

Ve Çizmeli Kedi "mim"le tanıştı :D

Artık cehaletime vereceksiniz, bu blog olayına zaten oldukça yeniyim. Bugün sevgili  uyumuycamın beni mimlediğini öğrendim. Dediğim gibi, benim için yeni bir keşif, e haliyle insanda heyecan falan yapıyor :) Başta bi "bu ne ki" durumlarından sonra gelelim anket cevaplarına (yok bende bu aralar sanırım cümle kurma yetisi ve anlatım kabiliyeti, uzatmayım o yüzden)

1-en sevdiğiniz kelime : huzur (zormuş be, tını olarak değil kavramlar geliyor hep aklıma... ille kelimeyse "bebeğim"-ama illa ki dolu dolu içten söylenecek, anne bebeğine ya da erkek sevdiğine)

2-nefret ettiğiniz kelime : peki! (hele sonuna bir de ismin geliyosa direk topukla demektir. duymaktan hiç hoşlanmadığım gibi çok insanı da sinir etmişliğim mevcuttur)

3-ne sizi heyecanlandırır? : hiç bilmediğim bir şehri keşfetmek... çok sevdiğim birine bir sürpriz hazırlamak

4-heyecanınızı ne öldürür? : etrafımdaki bir-iler-inin bana bakan boş gözleri...

5-en sevdiğiniz ses : sevdiğimin uykusundaki mırıldanışları (homurtular ve horultular anlaşılmasın lütfen :P)

6-nefret ettiğiniz ses : viyaklayan, ciyaklayan ama ne olursa olsun hiç susmayan 3-5 yaş arası çocuklar...

7-hangi mesleği yapmak istemezsiniz? : hayatta bir kreş öğretmeni olamazdım...


8-hangi doğal yeteneğe sahip olmayı isterdiniz? : istemeninde ötesinde; hayattaki bazı olmazları oldurmak için hakkaten çok şey feda edebilirim

9-kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz? : mantığıyla hareket edebilen bir kadın olabilir belki, somut birisi yok...

10-nerede yaşamak isterdiniz? : ahh bunun cevabı sadece "PARİS"

11-en önemli kusurunuz : belli aralıklarla kendime yeminler etsem de illa ki tekrarladığım "birilerine haddinden fazla değer verip güvenmem"


12-size en fazla keyif veren kötü huyunuz : sigara; şu an yaptığım gibi...

13-kahramanınız kim? : hiç olmadı

14-en çok kullandığınız kötü kelime : en çok diye bişi yok, arada sayıp söverim işte...

15-şu anki ruh haliniz : tazelenmiş aşk dolu

16-hayat felsefenizi hangi slogan özetler : hayatta herkesin başına her şey gelebilir, her insan belli koşullar oluştuğunda her şeyi yapabilir; kısacası "hiç bir şey için büyük konuşmayacaksın, yoksa gün gelir üstüne katlanılır hale getirebilmek için pudra şekeri falan serpip afiyetle yemen gerekebilir o laflarını"

17-mutluluk rüyanız : "o"nun ö, p, z falan çıkmaması artık...


18-sizce mutsuzluğun tanımı : hayal kırıklarının cam tozuymuşcasına vücudunda dolaşarak canını yakması

19-nasıl ölmek isterdiniz? : geriye dönüp içimde hala yapmak isteyip yapamadıklarımın kalmadığı bir zamanda acısız bir şekilde...

20-öldüğünüz zaman cennete giderseniz Allah'ın size ne söylemesini istersiniz? : "sana verdiğim hayatı yaşanabilecek en güzel ve doğru şekilde tamamladın"