Sayfalar

9 Ekim 2010 Cumartesi

ÇOK ASİL(?!!) YÜZLEŞME

Eski adet bir yılbaşı oyununun gayet zamansızca saçma sapan oynanmasıydı bu; 1. ve 2. çinkoları zaten yapmıştım ama tombalada hiç gözüm yoktu açıkçası. Yine de bu vakitsiz oynanan oyunda sıra bendeymiş, onu da yaptım sonunda!

2 gün önce son derece yorucu bir günün peşinden eski bir arkadaşımı kıramayıp ufaktan demlenmeye başladığı yere gittim, gözlerimin kapanması an meselesi!.. Zaten tadım tuzum yok, uykusuzluktan harap vaziyetteyim, masada mal mal oturuyorum. Bari dedim yemek söyleyim, çıktığım bir işe yarasın. Aşçının da eli ağır mı ne artık o gün, uzadıkça uzadı. İçeride sigara içilmiyor diye biz soğukta dona dona inatla oturuyoruz. Neyse, önüme servisi açtılar, nihayet o gün ilk lokmamı yiyeceğim... Mekan sahibine "içerde tanıdık var mı" diye soracağım tuttu. Benim "asil hatun"un içerde olduğunu söyledi adam, yanında da eski sevgilim varmış!.. Ohh dedim, yine naaptın neettin buldun belanı. Hayır normalde o gün için dünya programım var. Dans dersim var, kankamla ne vakittir görüşememişiz onla çıkıcaz, bi ara sevgilim gelecek (ve ben muhtemel yine dansı ekicem bu yüzden) hiç birini gözüm yememiş, ofiste ben yarı uyur vaziyette evdeki yastığımı düşlerken birden şeytan aklımı çelmiş, kalkıp asalet timsali kadının bulunduğu mekana gitmişim!..

Ne yapacak bir şey var, ne kaçacak bir alan... Mecbur tırıs tırıs girdim içeri. Ortalık yine buz kesti-ki alıştım artık bunları beraber basmaya. Soğuk soğuk öpüştük ikisiyle de. Asil kadın "konuşalım" dedi. Aldık sigaraları çıktık bahçeye. Bu da başladı günah çıkartmaya. "Ben çok kötü hissediyorum kendimi, sana yalan söyledim ilk kez" dedi... Hmm allah allah? Yani yalan yaşadığını, taktiklerini çözmüşüm artık. Söylemek bir "ilk" oluyor tabi onun lugatında diyerek "hayırdır" dedim onun yüzsüzlüğüyle... "haftasonu biz beraber gittik konsere istanbula" dedi... Allah alllaaaahhh, yani nasıl şaşırdığımı tarif etmem mümkün değil tombalaya!...

Yahu, hala salak ben bi yandan "kızım bak, hadi sezgilerin tavan senin ama ya bu sefer yanılıyosan? aynaya nası bakıcan" modundaydım. Ama işte insan her oyunu kazanmak istemiyor, yine içim cız etti.. sadece "biliyorum" diyebildim... Bu da aldı sazı eline. Vallahi arkadaş arkadaş gitmişler, aralarında hala hiçbir şey yokmuş. Bunlar onun dışında da arada görüşüyorlarmış ama yeminle her anda hatunun aklında ben varmışım, hiç rahat değilmiş. o yüzden de bu "ilişki"ye izin vermiyormuş.  "yahu" dedim, "bi dürüst ol. siz safi arkadaşsanız şu andaki gerginlik ne? 3 kişi biraraya geldiğimizde şehri besleyecek trafo yanımızda halt etmiş! Hem senin umurunda o kadar olsam zaten işleri bu noktaya nasıl getirirsin?"...

Yok ben anladım bunun asaletini zaten de, iş işten geçti işte... Kadını sinirlendirmek, daha doğrusu kontrolünü kaybettirip en azından sesini yükselttirmek mümkün değil. Hep bir melaike kıvamında konuşmaya and içmiş, sükuneti bozmadan insanın ağzına s...yor. Ortada sanki bunun yediği bir halt yok, durup durup asıl benim eski sevgilimle sorunlarımızı çözmemiz gerektiğini söylüyor... Gerizekalıca önce geldim oyununa "yok yaa, artık ağzıyla kuş tutsa olmaz" falan dedim... Ve bir anda... Bir anda aydınlandım!...

"Dur" dedim, "Bir onu bırak kenara. Sen bana şunu söyle; ben bundan sonra seni sevgilimle aynı ortama nasıl gönül rahatlığıyla sokayım? hani kazara ayrılsam, senin onunla da olmayacağına nerden emin olayım?"... Normal bi kadın olsa en ağır hakarettir bu değil mi? o masayı devirir gider, "sen ne söylüyorsun" diye... Ama bu kadın, hayatında gördüğün "en asil kadın", tabi ki öyle yapmadı; "bak çizmeli kedi" dedi, "bana güvenemezsin, sevgiline de güvenemezsin, hiç kimseye güvenemezsin.. Herşey olabilir. Ben de o yüzden sen sevgilin ve onun arkadaşlarıylayken ortama pek girmiyorum, karşılaştığımda da maksimum elini sıkıyorum; böyle şeylere mahal vermemek için"... Lannnn!!! nasıl bir mantıktır bu? Adamı merhaba derken öpsen yanağından, 2 gün sonra yatağa atma potansiyeli görmek nasıl bir midedir? Bu bir nedir? Az kafasını karıştırınca dengesi de bozuldu işin sonunda asil kadının. Gayet açıkça söyledi, karı beni yoklamış, adamı yoklamış hala birbirimize bir hissimiz var mı diye. Sonra da tutmuş geceyi birlikte geçirelim demiş. Amma velakin (3. saatte tanıdığı bir adamla yatağa girmemesi için ara ara yalvardığımdandır belki) adama elletmemek için de "amanda çizmeli kediyi üzmeyelim, o ne der" diyip uzaklaştırmış ve bana karşı kışkırtmış adamı! "işleri bu noktaya getirdikten sonra ha birlikte olmuşsun ha olmamışsın, hiç farketmez" dedim, "beni bahane etmeyin artık"...

Ben arkadaşlarımla, onların yüzünü görmemek için dısarıda dona dona oturdum. Bu içeri geçti. Arada kardeşimin arkadaşı geldi, bir de ona asılmasa ayıp olacağını düşünerek gerekeni yaptı. Hesabı ödemeden önce bunlara vedaya gittim. Buna iyi geceler dileyip eski erkek arkadasıma "konusalım" ültimatomu verip çıktım dısarı...

O gece 5e geliyordu saate son bakışım, 6.30 da da soğuk suyu üstüme boca etmişler gibi uyandım, tekrar uyuyabilene aşkolsun... Ve bir aydınlanma daha (benimkiler az geç oluyor gerçi)... Yahu, ben adama boşuna kızmışım, karı ta en başından ikimizi de yoklamış. Sonra 3ümüzü bir masaya oturtmuş "bakın siz ne kadar uyumlusunuz, birbirinizi ne kadar seviyorsunuz, niye evlenmiyorsunuz" diye 3 saat bizi sorguya çekmiş. Sonunda aramızda birşey kalmadığına kanaat getirip bi şansımı deneyim demiş (bunları kendi itiraf etti de, bana şimşek geç çaktı). "Erkek ne kadar uğraşırsa o kadar uzun yanımda kalır" düşüncesiyle de herife vermemek için beni bahane etmiş durmuş... Benim sevgilimle bile yatsa bu ona gayet olabilir birşeymiş...
Sonra adamı düşündüm, nerden baksan 14 sene var tanışıklığımız. Biz yedik, içtik her ortama girdik. Benim bütün hatunlarda bu arada oradaydı, ama bu adamın tek bi yan bakışı olmadı? eeee?...
Her şey bi yana, bu asalet timsaline 2 farklı zamanda dedim ki "bak, de ki bana aşığım. Hadi aşktan vazgeçtim, de ki bana çok etkilendim. Bak vallahi anlayacağım".. cevap "2 insanın birlikte olması için aşk gerekli değil"... Lannn!!! ( ağzımı bozdulaaaarrrr)... 2 insanın birlikte olması için hadi aşk lazım değil diyelim, sen beni harcıyosun? Yani sırf merakından, bi kaç geceyi kurtarma sevdandan en iyi arkadasım dediğin insanı harcayıp bir de onun senelerce onca emek verdiği adamla arasına s...yosun!
Aydınlandım.... Bu asil kadını dün sabah saat 6.30 itibariyle anladım...

Ve bugun eski sevgilimle görüştüm... "Ben artık bu gerilimi istemiyorum. Birlikte geçirdiğiniz ilk geceden sonra zaten durum ne olursa olsun değişmeyecekti. Sen mutlu olacağına inanıyorsan istediğin şekilde yaşa, ben seni iyi görmek isterim" dedim. Adam afalladı... İşte sizin aranız kem küm derken "bu sen değil sevgilim de olabilirdi, kızın cevapları böyle böyle. kaldı ki ben onu hayatımdan çıkartmaya karar vermeden o beni zaten çoktan gözden çıkartmış, seninle olmayı denerken beni kaybetmeyi zaten göze almış. Seninle sevişmelerini bana anlatamazdı ki, başka adamları anlattığı gibi" dedim ve adam aydınlandı bu kez... benim erkek arkadaşımı baştan çıkartacağına her ne kadar hala inanmasa da işin diğer kısmını hiç düşünmemiş. Benim "bence birlikte olmanızda bişi yok" diyeceğimi hele hiç hesaba katmamış, iyice şaşırdı. "senin kız arkadaşın olduğu için gereken saygıyı görür, sen rahat ol" dedim en son... Meğer bu tartışma bekliyormuş, sanırım "hayatta birlikte olamazsınız, yüzünüze bakmam" diye şarlayacağımı falan düşündü...

Anlamıyorlar, algıları müsait değil... Hayatta herkes dilediğini yaşamakta özgür... Tek koşul "değer verdiğini iddia ettiğin bir insanı harcamayacaksın!"... Mezhebin kardeşin ya da eş tuttuğunun kıymetlisini sadece "denemek" için hiçe sayacak kadar genişse eğer cehennem senin cennetin bile olmak için lüks bir yer!..

2 yorum:

  1. canım, ciğerim.. benim anlamadığım sen neden hala bunlarla iletişim halindesin ki?

    YanıtlaSil
  2. insan en çok emek verdiğine kıyamıyor sanki... kız artık umurumda değil de.. öbürü kolunu falan kesip atmak gibi geliyor.

    YanıtlaSil